Kadirli Akdeniz Bölgesinin Adana Bölümünde Osmaniye'ye bağlı ve Osmaniye'nin en büyük ilçesidir. Adana'nın doğusunda,Osmaniye'nin ise Kuzeybatısında, ortalama denizden 96 m yükseklikte konumlanır. Kadirli, Osmaniye il merkezine 46 km, Adana iline ise 96 km uzaklıktadır.
Tarihçe
Antik dönemde Flavias ya da Flaviapolis adıyla anılmaktaydı. Kadirli ilçesi çok eski çağlardan beri çeşitli uygarlıkların yaşamış olduğu Çukurova’ da kurulmuş olup, ilçenin tarihi ana hatları ile bu bölgenin tarihi ile paralellik arz eder. Aslantaş Baraj gölü kıyısında bulunan Domuztepe'deki Neolitik çağa (cilalıtaş devri MÖ 7000- 6000), son kalkolitik çağa ve ilk tunç çağına (MÖ 4000-3000) ait kalıntılar ile Kadirli-Kozan arasındaki Tırmıl Höyüğü, yörede bu dönemlerde insan toplum yaşantısının olduğunu göstermektedir.
İlçenin bulunduğu coğrafi alanda tarih boyunca sırasıyla Kızzuvatta Krallığı , Hititler, Asurlar, Klikyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Anadolu Selçukluları, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar belli başlı uygarlıkları oluşturmuşlardır. Kadirli ara dönemlerde fazla sayıda el değiştirmelere konu olmuştur. Adana ovası Hükümdarı Asativatas MÖ 800 yıllarında ilçeye bağlı (23 km) Karatepe-Aslantaş’ta bir uç kale kurmuştur.
Romalılar döneminde Flaviapolis adı ile görkemli bir kent olan Kadirli’de bu dönemi belgeleyen eserler bulunmaktadır. Bunlar İmparator Hadrianus'un (MS 117-1389 ) anıtsal tunç heykeli, bugün şehrin altında kalmış bulunan 6-7 dönümlük alana yerleşik Roma Hamamı, MS 5. yüzyıla ait bir Roma Bazilikası olan Dulkadiroğulları tarafından da camiye çevrilen Ala cami ve yakın çevredeki birçok diğer eser ve anıtlardır.
Bölgeye 7. yüzyılda ilk Müslüman orduları, Abbasiler ve Selçuklular dönemlerinde de Türkmenler (Oğuzlar) girmişlerdir. 1515 yılında Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Kadirli'yi Osmanlı topraklarına katmıştır. Konar-göçer Türkmenler, Avşarlar bu yöreyi kışlak olarak kullanmışlardır. Osmanlı döneminde Maraş Beylerbeyliğine bağlı bir sancak (Kars-ı Maraş, Kars-ı Zül Kadriyye) olan Kadirli 1865 yılına kadar Mütesellilikle (Tanzimattan önce beylerbeyi ve sancak beylerinin, bölgelerindeki sancak ve ilçeleri kendi adlarına yönetmekle görevlendirdikleri kimse) idare edilmiş, 1865 yılında ilçe haline getirilmiş ve 1872 yılında merkezde belediye kurulmuştur. Şehre Osmanlı döneminde “ Kars-ak-eli”, Pazaryeri” ve “Kars Pazarı” gibi değişik adlar verilmiş, İlçe 1928 yılında Kadirli adını almıştır.
Kadirli I. Dünya Savaşı sonunda 14 Mart 1919 da Ermeni ve Fransızlar tarafından işgal edilmiş, daha sonra halk örgütlenmesiyle(çete) 7 Mart 1920'de ise düşman işgalinden kurtarılmıştır. Kadirli Osmanlı döneminde ve Cumhuriyet döneminde 1926'ya kadar Kozan'a bağlıydı. Ancak 1926'da Kozan (Sis) İlinin Adana'ya bağlanmasıyla Kadirli Adana'ya bağlandı. En son Osmaniye'nin İl olmasıyla (1996) beraber Osmaniye'nin İlçesi olmuştur. Eski adi ise Kars ya da Kars'ul-Kadriye' dir.
Coğrafi yapı
Çukurova'nın kuzeydoğusunda ve Orta Torosların güneyinde yer almaktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği ortalama 95 metre ve yüzölçümü 1071,3 km2'dir. Osmaniye İlinin en büyük ilçesi olan Kadirli; kuzeyinde Feke ve Saimbeyli ilçeleri, doğusunda Andırın ve Düziçi ilçeleri, güneyinde Osmaniye İl merkezi ve Ceyhan ilçesi, batısında ise Sumbas ve Kozan ilçeleri bulunmaktadır. İlçe arazilerinin üçte biri dağlık, üçte ikisi ise ovalıktır. Ceyhan ırmağı ile onun kolları olan Savrun çayı, Sumbas Çayı ve Keşiş çayı ilçenin muhtelif topraklarından geçmektedir. Kadirli' de subtropikal Akdeniz iklimi egemendir. Yazları sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. En yüksek noktada 2307 metreye varan dağlık kesimde iklim karasallaşır. İlçede en yüksek sıcaklık ortalaması 36 °C ile Ağustos ayı, en düşük sıcaklık ise ortalaması 3 °C ile Ocak ayı olup, yıllık ortalama yağış miktarı m2'ye 1000 mm dir. İlçede bitki örtüsü zengindir. Ovada çok çeşitli ziraat yapılırken, dağlık kesimlerde orman alanlar yer almaktadır. % 40'a varan yeşil alan ve ormanları ile Türkiye ve dünya standartlarının üzerinde bir yeşil alana sahiptir
Ekonomi
İlçe halkının geçim kaynakları genelde tarım ve hayvancılıktır. Tarımı yapılan ürünler olarak: buğday, mısır, arpa, soya, çeltik, pamuk, karpuz,kavun, turp ve yer fıstığı ilk sıralarda yer alır. Turp'un Türkiye'de doğduğu yer Göztaşı (Nürpet) köyüdür. Kadirli, Türkiye'nin turp ihtiyacının %75'ini karşılar. İlçede her yıl çeşitli etkinliklerle "Turp Festivali" yapılmaktadır.
İklim
İlçede tipik Subtropikal Akdeniz iklimi görülür. Yazları sıcak ve kurak,kışları ise ılık ve yağışlı geçer.Yağışlar yağmur şeklindedir. Sıcak ve kurak Akdeniz iklimi nedeni ile Kadirlililer yaz aylarını yaylalarda geçirmektedirler. Son zamanlarda yaylaların yanı sıra özellikle Adana'nın Yumurtalık ilçesindeki ve Mersin'deki yazlıklar da sıcaklardan kaçış yolu olarak yaylalara alternatif oluşturmaktadır. Bağdaş, Maksutoluğu, Yoğunoluk, Beyoluğu, Göller Kozan ve Yirce yaylalari Kadirlililerin en cok tercih ettiği yaylalardir.
Eğitim ve kültür
İlçe insanı egitim ve kültüre çok önem vermektedir.Yaşar Kemal (yazar), Emre Karayel(sinema sanatçısı), Cezmi Yurtsever (tarihçi, yazar), Kürşat Atılgan (siyasetçi), Ali Püsküllüoğlu(yazar,şair ve sözbilimci ), Ahmet Topaloğlu (siyasetçi), Aşık,Pehlivan Mustafa Adil Özkale, Aşık Halil Karabulut, Aşık Yusuf Sıra, Doç.Dr.Ali Erdemir (bilim adamı) , Prof.Dr. Süleyman Pampal, Prof. Dr. Adem Çabuk, Faruk Loğoğlu (siyasetçi) , Taşkın Özkale(Dünya Şampiyonu(güreşçi) ,Volkan Bekiroğlu (futbolcu), Dr. Kenan İZGİ(Türkiye'nin İlk Kanser Araştırmaları Uzmanı) ve Hasibe Hatun gibi büyük değerleri yetiştirmiş olan Kadirli Türkiye'de eğitim seviyesi en yüksek şehirler arasında yer almaktadır. İlçede Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi'ne bağlı Kadirli Meslek Yüksek Okulu bulunmaktadır.Bu okulda Bilgisayar Teknolojisi ve Programcılığı, Bilgisayar Destekli Tasarım ve Animasyon, Endüstriyel Elektrik Teknolojisi, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları ve Pazarlama programlarında 2 yıllık önlisans eğitimleri verilmektedir. Son zamanlarda en fazla şehidimizi verdiğimiz ilçedir. Zaten bu sebepten mahallelerimize hep şehitlerimizin adları verilmiştir.
Nüfus
İlçe nüfusu Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK)Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi(ADNKS) 2013yılı verilerine göre 120.119 kişiden oluşmaktadır. Bu nüfusun 84.381'i Kadirli ilçe merkezinde, 35.738'i ise kırsal kesimde yaşamaktadır.Kadirli ilçe nüfusu sürekli artış göstermektedir.2000 yılında 65.227 olan şehir merkezi nüfusu 2007'de 77.379, 2013'de 84.381'e ulaşmıştır.Kadirli dağ köylerinden ve Kahramanmaraş'ın bazı ilçelerinden ciddi anlamda göç almaktadır. Kadirli , ilçe merkezine bağlı; 60 köy ve 20 mahalleden oluşmaktadır. Şehrin önemli mahallelerİ;Bağ Mahallesi, Cemal Paşa Mahallesi, Şehit İbrahim Kundakçı Mahallesi, Şehit Mustafa Yağız Mahallesi, Şehit Mehmet Hallaç Mahallesi, Şehit Halis Şişman Mah, Şehit Kansu Küçükateş mah, Şehit Vedat Kocadallı Mah, Şehit Mehmet Delikuş Mah, Şehit Orhan Gök Mah, 7 Mart Mahallesi, Tufan Paşa Mahallesi, Derviş Paşa Mahallesi, Pazar Mahallesi,Yeşiltepe Mahallesi ve Dere Mahallesi Kadirli'nin başlıca mahallelerindendir. İlçe geneli.. toplam olarak 30.086 haneden oluşmaktadır.
Kadirli ilçe merkezinin tamamına yakınını Türk-Müslüman nüfus oluşturmaktadır. Köylerinin de tamamına yakını Türk'tür.
2011 - 116.644
Karatepe (Asitiwatas, Asitawanda)
Kızyusuflu Köyü sınırları içerisinde, 638 rakımlı Karatepe’nin kuzeyindedir. Kadirli’nin güneydoğusunda olup ilçemize 22 km Osmaniye’ye 30, Adana’ya ise 130 km uzaklıktadır.
Karatepe Geç Hitit Çağı'nda (MÖ 8. yüzyıl) Asativatas tarafından, krallığını kuzeydeki vahşi kavimlere karşı korumak üzere, bir hudut kalesi olarak yaptırılmıştır. Kurucusundan dolayı Asativadaya adını alan bu yer, MÖ 725-720 tarihlerinde Asur kralı 5. Salamonsor veya MÖ 680 yılında Asarhaddon tarafından elegeçirilmiş, yakılıp, yıkılmıştır. Yıkılan kale sur duvarlarının kalınlığı 2 ile 4 metre genişliğinde, kalenin iç ve dış duvarları ise 4 ile 6 metre yüksekliğindedir. Kuru, harçsız yapılan çift duvar arasındaki boşluk taş, moloz ve toprakla doldurulmuştur.
Kalenin doğu-batı çapı 196 metre, kuzey- güney çapı ise 376 metredir. Kale, 18-20 metre aralıklarla tespit edilebilen 28, tespit edilemeyen 6 olmak üzere 34 adet dikdörtgen burçlarla desteklenmiştir.
Tepenin zirvesinde, saray olduğu tahmin edilen iki tane yanmış bina harabesi ve zahire kuyuları bulunmaktadır. Kalenin, biri güney-batısında, diğeri kuzey-doğusunda olmak üzere iki kapısı bulunmaktadır. Güney-batısındaki giriş kapısında kırık parçalarla ekli iki aslan heykeli vardır. Sağ ve sol yan odacıklarda esmer ve açık sarı, sert taneli bazalt taş bloklar üzerinde duvar kaplaması niteliğinde, o günün inanç ve yaşayışını sergileyen çeşitli figür rölyefleri (taş kabartmalar) ve aynı metin olmak üzere, karşılıklı Finike (çivi) ve Hitit hiyeroglif yazıları bulunmaktadır. Kapı içinde ise yaklaşık üç metre boyunda Fırtına Tanrısı’nın heykeli bulunmaktadır. Kuzeydoğu kapısında insan başlı, aslan gövdeli, karşılıklı iki sfenks vardır. Sağ ve sol odacıklarda Güneş Tanrısı rölyefi ve diğer çeşitli rölyefler ile karşılıklı aynı metin olmak üzere, Çivi yazılı ve Hitit hiyeroglif yazıları bulunmaktadır. Karatepe, 1946 yılına kadar bilinmeyen bir yer iken, Saimbeyli’den koyun otlatmaya gelen çobanlarca tesadüfen bulunmuş ve öğretmen Ekrem Kuşçu tarafından Adana Müzesi Müdürü Naci Kum’a bildirilmiştir. 1946 yılında Alman arkeolog Bossert başkanlığında kazı çalışmalarına başlanmıştır. Halen bu çalışmalar Halet Çambel tarafından yürütülmektedir. Yıkılan kale duvarlarının bir örneği doğu-batı istikâmetinde yeniden inşa edilmiştir. Buradaki Çivi yazılı tabletler sayesinde, önceleri tam çözülememiş olan Hitit hiyerogliflerinin okunmasına olanak sağlayan bir anahtar ele geçirilmiştir. Dünya üzerindeki Hitit yazıları ilk defa burada okunmuştur. Bu yazıların çözülmesiyle Anadolu’da Karatepe-Aslantaş’taki eserler, mimari bir bütünün parçaları oldukları için yerlerinden sökülüp kapalı bir müzeye taşınmamıştır.”Açık Hava Müzesi” kurularak eserlerin burada sergilenmesi yoluna gidilmiştir.
Karatepe-Aslantaş Açık Hava Müzesi’nin bulunduğu yer, Anadolu’daki diğer ören yerlerinden çok farklıdır. Burası, Aslantaş Barajı’nın yapılmasıyla üç tarafı baraj golüyle çevrili olup baraj gölü ve Andırın Ovası’na hakim bir tepede bulunmaktadır.
Müze, bir yarımada şeklindeki burun üzerinde ve etrafı ormanlarla kaplıdır. Karatepe, Çukurova’yı Andırın-Göksun üzerinden İç Anadolu’ya bağlayan ve “Akyol” (Ağ-yol-Kocayol) diye anılan tarihi kervan yolunun üzerindedir. Bu yol; Hititlerden önce, Hititler döneminde ve Haçlı Seferleri sırasında kullanılmıştır. Yakın zamanlara kadar Yörüklerin göç yolu da olmuştur. Yerli halk, aslan heykellerinden dolayı buraya “Aslantaş” demektedir. Fakat Türkiye'nin diğer yerlerinde de pek çok Aslantaş vardır. Diğerlerinden ayırt edilmesi için, örenyerine en yakın topografik noktanın “Karatepe” olmasından dolayı buraya “Karatepe-Aslantaş” denmesi daha uygun görülmüştür.
Ceyhan ırmağının doğu sahilindeki Domuztepe de Geç Hitit Çağına ait bir yerleşim alanıdır. Müzenin iki km kuzeyindeki Kum Kalesi Haçlılar tarafından yaptırılmıştır. Kale, bugün baraj gölünün suları altında kalmıştır
Kadirli
SohbetCs ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder