15 Kasım 2017 Çarşamba

Türkiyenin Flora Bölgeleri

Türkiyenin Flora Bölgeleri
Türkiye; dünyanın en zengin floristik merkezlerinden biri olarak bilinmektedir. 1960’larda 3000 – 5000 arasında tahmin olunan flora sayımız (Regel, 1963), günümüzde 9.500 – 10.000’lere ulaşmıştır 

(Yaltırık, 1973).
Öte yandan, ülkemizin floristik yapısı son derece karmaşık bir yapı göstermektedir. Bu karmaşıklık, ülkemizin coğrafi konumu ile ilişkili olup, birkaç botaniksel bölgenin bir birleşim yerinde bulunmasından, ayrıca topografik yapısının ve iklim özelliklerinin çok farklı oluşundan kaynaklanmaktadır.
Davis (1965); Davis, Harper & Hedge (1971) ve Zohary (1973) Türkiye’yi üç büyük floristik bölgeye ayırmışlardır. Bunlar Euro – Siberian (Avrupa – Sibirya), Mediterranean (Akdeniz) ve Irno – Turanian (İran – Turan) bölgelerdir.
Bu floristik bölgeler ve içerdikleri flora elementlerine girmeden önce, yazıda sık sık geçecek iki sözcük olan ve genellikle birbiri ile karıştırılan flora ve vejetasyon sözcüklerini tanımlamakta yarar vardır.
Flora bir ülke, bir bölge ya da belirli bir yörenin bitkilerinin tümüne verilen bir ad olup, florayı oluşturan bitki elementleri arasında herhangi bir karşılıklı floristik ilişki bulunması koşulu yoktur. Örneğin; Türkiye Florası, Avrupa Florası, Meryemana Araştırma Ormanı Florası gibi.
Vejetasyon ise, bir ülkenin ya da bir bölgenin belirli yaşam koşullarına göre gelişen ve yaşam koşulları özdeş olan bitki taksonlarının oluşturdukları toplumlar olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım biraz daha açılacak olursa, vejetasyonda floradan farklı olarak yaşam koşulları benzer olan bitki taksonlarının birlikte bulunması koşulu aranmaktadır. Örneğin; Çöl, Step, Maki, Orman ve Savan vejetasyonları gibi.Doğu KaradenizTürkiye’nin önemli Flora Bölgelerinden olan Euro-Siberian (Euxine – Colchis) Flora Alanı içerisinde yer almaktadır. Euro – Siberian (Avrupa – Sibirya) bölge Türkiye’nin tüm kuzey kesimlerini (Karadeniz sahilleri ve iç kesimleri) içermekte olup, doğuda Kafkasya’nın büyük bir bölümü ile Kırım ve Dobrudja dağlarına değin uzanmaktadır. Avrupa – Sibirya bölgesi Türkiye’deki yayılışında Ordu ili yakınlarındaki Melet ırmağı ile birlikte Euxine (Öksin) ve Colchis (Kolşik) olarak iki alt bölgeye ayrılmaktadır.
Bunlarda Öksin provens, Istranca dağları ile Melet ırmağı arasında uzanmakta olup, Melet ırmağının doğusunda Kolşik provens başlamaktadır.
Avrupa – Sibirya flora alanında asıl olarak yapraklı türlerden oluşan bir orman vejetasyonu egemen olup, yükselti ile birlikte bu topluma iğne yapraklı taksonlarda katılmaktadır. Ayrıca Türkiye’deki Avrupa – Sibirya flora bireysel ve toplumsal yapı bakımından doğuda İran’ın kuzey kesimleri ve Taliç yörelerinde egemen olan bir başka flora alanı Hyrcanian provensle; Batıda Balkan’lar, Orta Avrupa hatta Atlantik Avrupa ile sıkı floristik ilişkileri olduğu belirtilmektedir (Davis, Herper & Hedge, 1971.) Üstelik Epigaea qaulteroides (Boiss. Et Bal.) Takht’de olduğu gibi çok az da olsa kimi taksonların Japonya (Sino Japanese) ve Kuzey Amerika’nın doğu kesimleri ile floristik benzerlik içinde olduğu vurgulanmaktadır.
Genel olarak ülkemizde yayılan Avrupa – Sibirya flora alanında iklim açısından bir yaz kuraklığı söz konusu değildir. Bununla birlikte, Ordu ile Melet ırmağının doğusunda yağışlar ve nem oranı hissedilir derecede artmakta, buna paralel olarak endemik ve relik bitki taksonlarında belirgin bir artış izlenmektedir. Daha önce de değinildiği üzere, Türkiye’deki Avrupa – Sibirya flora alanı Öksin ve Kolşik olarak iki kesime ayrılmaktadır. Doğu Karadeniz bölgesini içine alan Kolşik kesimin floristik yapısı Kafkas florası ile büyük bir benzerlik göstermektedir. Bu kesimin yağışli ve bulutlu bir iklimi olup, çok sayıda Kuzey yarı küresi Tersiyere ilişkin (relik) kalıntı bitkileri içermektedir.

ENDEMİZM VE DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE
YETİŞEN ENDEMİK BİTKİ TAKSONLARI

Yeryüzünde yayılış alanları çok geniş olan kozmopolit bitki taksonlarının tersine, yayılış alanları bakımından dar bir bölgeye özgü bir başka deyimle , sınırlanmış dar bir yayılış alanına sahip bitki taksonlarına “ENDEMİZM” adı verilmektedir.
Türkiye, endemizm yönünden oldukça zengin bir ülke olup, bu açıdan Irano – Turanian, Mediterranean ve Euro – Siberian olmak üzere üç bölgeye ayrılmaktadır. Bu bölgelerden endemizm açısından en zengin Irano – Turanian’dır. Bunu sırasıyla, Mediterranean ve Euro – Siberian bölgeler izlemektedir.
Doğu Karadeniz Bölgesi, bu üç endemizm bölgesinden Euro – Siberian bölge sınırlarında (bu bölgenin bir alt bölümü olan Colchis kesiminde) kalmakla birlikte, endemizm açısından oldukça zengin olduğu bölgede son yıllarda yapılan yeni floristik araştırmalardan anlaşılmaktadır.
Bu araştırmaların birinde, Doğu Karadeniz Bölgesinde 220 adet endemik taksonunun yayıldığı saptanmıştır (Anşin, 1980).

Bir bitki türünün belirli sınırlar içinde az ya da çok oranda bulunduğu bölgeye, o türün yayılış bölgesi ya da “Areal”i adı verilmektedir.
Bitki coğrafyası açısından, dünya üzerinde yetişen çoğu bitkiler yetişme yeri istekleri yönünden hassas olmayarak, çok değişik koşullarda ve geniş alanlarda yetişmektedirler. Böylece areal’i çok geniş olan bitkilere “KOZMOPOLİT BİTKİLER” denilmektedir. Örneğin; Yeryüzünün hemen her bölgesinde izlenebilenfamilyalardan:

TÜRKİYE’DE ENDEMİZM

Türkiye’nin önemli endemizm bölgeleri açısından 3 bölge belirlenmiştir.
1 – Irano – Turanian
2 – Mediterranean
3 – Euro – Siberian
Bunlardan en çok endemik türler Irano – Turanian bölgesinde bulunmaktadır. Bu bölgeyi sırayla Mediterranean ve Euro – Siberian bölgeleri izlemektedir. Irano – Turanian ve Mediterranean bölgelerindeki endemik türler birbirlerine doğal akrabalıkları yönünden, Euro – Siberian bölgesindekilerden daha yakındırlar. Ülkemizde genel olarak endemiklerce zengin kesimler güneydoğu Anadolu bölgesi, Toroslar, Amanoslar, Trabzon, Artvin ve Rize yörelerini kapsayan Kolşik kesim, Konya, Tuz gölü ve Isparta yöreleridir.
Yukarıda değinildiği endemizm açısından zengin kesimlerden biri de Trabzon, Artvin ve Rize illerinin bulunduğu Kolşik kesim, bitki coğrafyası açısından Euro – Siberian bölgenin bir alt bölümü olup, Ordu ili yakınlarındaki Melet ırmağı ile doğuda Kafkasya arasında uzanır. Bu yörede son yıllarda yapılan floristik bir araştırmada 220 adet endemik bitki taksonu saptanmıştır (Anşin, 1980).

Kapladıkları alan açısından Doğu Karadeniz Bölgesinde en yaygyın vejetasyon şekli, yukarıda da değinildiği gibi Orman vejetasyonu olmakta, onu Doğu Karadeniz sıra dağlarının doruklarında (yaklaşık 2000 – 39000 m. Yükseltiler arasında) yayılan Alpin vejetasyon izlemekte, daha sonra sahilde oldukça dar bir zonda ve içlerde Çoruh vadisi boyunca izlenen Pseudomaki, iç kesimlerde Gümüşhane – Bayburt arası ile Şebinkarahisar yörelerinde yayılan Step vejetasyonları gelmektedir. Bu vejetasyon tiplerini ayrı ayrı işlerken, deniz kenarlarından sıra dağlarının doruklarına doğru sırasıyla Pseudomaki, Orman, Alp ve Step olmak üzere bir sıra izlenmesi uygun olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder